Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Elde bulundurmak, ele almak:
Tarih: 2016-08-01 13:38:43 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Tutmak Nedir
tutmak
-iElde bulundurmak, ele almak
Cümle 1: Ateşi tutma, elini yakar.
Cümle 2: Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu. - Ö. SeyfettinEle geçirmek, yakalamak
Cümle 1: Hırsızı tutmak.
Cümle 2: Evvelâ bu terbiyesiz köpeği tuttu, bağladı. - Ö. SeyfettinAvlamak
Cümle 1: Kuş tutmak. Balık tutmak.
Cümle 2: Dalyan işletiyorum, tuttuğumuz balığı tekrar denize döküyoruz. - R. H. KarayAnlamak, farkına varmak
Cümle 1: Bir iki yalanını tuttum, çok korktu.Yanında bulundurmak, alıkoymak
Cümle 1: Siz gelinceye kadar çocuğu ben tutarım!Hürriyetinden mahrum edip bir yere kapamak, tevkif etmek
Cümle 1: Vahşîdir, hiçbir zaman onu kafeste tutmak mümkün değildir. - Sait Faik AbasıyanıkKaplamak
Cümle 1: Bu yazı iki sütun tutar.
Cümle 2: Tabanı otuz, otuz beş metre kadar tutan bir eşkenar üçgen biçimindedir. - T. Buğra(kırağı, çiğ, kar için) Bir yüzeyde görünür durumda olmak, kalmak
Cümle 1: Şu yağan kar bir tutsun, seyreyle sen ertesi gün çocukları. - Sait Faik AbasıyanıkDenetimi ve yetkisi altına almak
Desteklemek, birinden yana çıkmak
Benimsemek, beğenmek
Cümle 1: Ama öylelerini de çevresinde kimse sevmemiş, tutmamıştır. - T. BuğraGereğini yapmak, yerine getirmek
Cümle 1: Verdiği sözü tutmuş, vaktinde gelmişti.Uygun gelmek, çelişmez olmak
Cümle 1: Bu söz ötekini tutuyor.
Cümle 2: Bir talih eseri olarak ondan gelen cevap benim kendi bulduklarımı tuttu. - R. N. GüntekinHizmetine almak veya kiralamak
Cümle 1: Burada bir kat tuttum.Yazı geçireceğim. - P. Safa(bir işe) Herhangi bir anlayışla girişmek
Cümle 1: Yapıyı geniş tuttu.İçine girmek; girişmek, yapmak
Cümle 1: Askerden sonra ne iş tutacağını bilmemek kahrediyordu Yusuf'u. - Sait Faik Abasıyanıktutmak
HalkdiliKocası olmak
Cümle 1: Arkadaşım onun kız kardeşini tutar.Dokunmak; etkisini göstermek
(beddua için) Etkisini göstermek, gerçekleşmek, yerine gelmek
Cümle 1: Avradın ilenci tutarsa senin iki gözün kör olacak. - M. Ş. EsendalAğrımak, sancımak, musallat olmak
Cümle 1: ...poker oynanıyor.Yenilirse kızıyor. Başı tutuyor, komşu doktorun hizmetçisini çağırıp çenesini ovduruyor. - M. Ş. EsendalUlaşmak, varmak
Cümle 1: Hayvanlar, Bağdat caddesini tutmuş, çala kamçı ilerliyor. - S. M. AlusPara toplamı...-e varmak
Cümle 1: Aldığım şeyler bin lira tuttu.Uğramak
Cümle 1: Vapur İzmir'i tutmayacakmış.Herhangi bir durumda bulundurmak
Cümle 1: Evini, üstünü temiz tutar.
Cümle 2: Seksen bir yaşında da olsa çalışmak insanı zinde tutuyor. - H. TanerVar saymak, farz etmek
Cümle 1: Haydi tutalım babasının bir günahı vardı, çekti. - M. Ş. Esendaltutmak
-iHedef olarak almak
Cümle 1: Taşa tutmak.tutmak
-iAlacağa (veya vereceğe) saymak
Cümle 1: On bin lirayı borcunuza tuttum.tutmak
-iYaklaştırmak
Cümle 1: Saati kulağına tutmak. Ekmeği ateşe tutmak.
Cümle 2: Biraz toz olsa mendilini burnuna tutar. - A. Ş. HisarEdinmek, peyda etmek
Cümle 1: Çocuğun yemeğine dikkat etmeli ki biraz et, can tutsun.Kullanmak
Cümle 1: Yaşmak tutmak.Ustura tutmak.Bağlamak
Cümle 1: Tane tutmak.
Cümle 2: Sütler kaymak tutar tutmaz ordayım. - B. S. ErdoğanBaşlamak
Cümle 1: Küçüğünden tutunuz da en büyüğüne kadar...tutmak
nszBeklenen sonucu vermek
Cümle 1: Aşı tutmuş.
Cümle 2: Toprağa atılan her tohum bir ümittir. Tohum ya tutar ya tutmaz. Ya yeşerir ya yeşermez. - Ş. Radotutmak
nszİş görebilmek
Cümle 1: Eli ayağı tutsun, açlıktan ölmesin, yeterdi ona. - T. Buğratutmak
nszSürmek, zaman almak
Cümle 1: Bu iş iki saat tuttu.tutmak
yardımcı fiilKayıt, zabıt, not kelimelerine "etmek" anlamıyla yardımcı fiil olarak katılır
tutmak
nszYapışarak veya sokularak çıkmaz olmak
Cümle 1: Boya tutmadı.Çivi iyi tuttu.Giyinmesine yardım etmek
Cümle 1: Paltosunu tuttu.
Cümle 2: Kucaklaşma sahanlıkta başlar ve ayakkabılarını çıkarıp karısının tuttuğu terliklerini giyene kadar Serdar'ın kolları boynunda kalır. - T. BuğraBir cümlede fiilden önce ve fiilin kipinde veya sıfat-fiil durumunda kullanıldığında o fiilin anlattığı işin çok beklenmediği, umulmadığı veya çok uygun düşmediği hâlde yapıldığını anlatır
Sunmak
Cümle 1: Konuklara şeker tutmak.İşgal etmek
İzlemek
Cümle 1: Tepeden inince Değirmendere'ye hâkim bir iz tutacaksınız. - R. H. KarayAlıkoymak
Bırakmamak
Cümle 1: Baba sesini çıkarmadı, hatta öksürüğünü bile galiba tuttu. - P. SafaYönelmek
Cümle 1: Oyuncular ağır ağır soyunma odasının yolunu tuttular. - H. TanerKaplamak, sarmak, bürümek
Cümle 1: Hey başları duman tutmuş dağlar, hey! - Halk türküsüAsılmak, kuvvetlice sarılmak
Cümle 1: Üç kişi tutarlarmış da onu pencerenin önünden çekemezlermiş. - P. SafaBir kimsenin yerini almak
Cümle 1: Bak azizim, dedim, ben senin yerini tutamam. - Y. K. Karaosmanoğlu(otobüs, vapur, uçak vb.için) Dokunmak, hasta etmek
Herhangi bir durumda kalmasını sağlamak
Cümle 1: Kapıyı açık tutmayın.Bir yerde kalmasını sağlamak
(yemek için) Hafifçe yanmak
Bir sanat eseri geniş ilgi görmek
Biriktirmek, tasarruf etmek
Cümle 1: Sen metelik tutuyorsun gibi geliyor bana. Ay başına kadar bana ödünç versene. - M. Ş. Esendal(askerlikte, bankacılıkta) Durdurmak, blokaj
bir şey düşünmek
Cümle 1: Herkes (aklından) bir sayı tutsun.tut kelin perçeminden
Teklifsizçözümü güçlük gösteren bir durum karşısında söylenir
bir işi yapacağı ve göreceği o zamana rastlamak
Cümle 1: Geleceği tutmak. Gideceği tutmak.dayandığı, güvendiği kimse veya şey önemini yitirerek işe yaramaz duruma gelmek
becerikli olmak, giriştiği her işte başarı sağlamak
Tarih: 2016-08-01 13:38:43 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Tutmak Ne Demek: Saklamak..
Yorum Yapx